24 Eylül 2009 Perşembe

Göz kulak olmak

Birini/bir şeyi korumak, gözetlemek anlamında kullanılır.

İngilizcesi Keep an eye on (eye: göz, on: üzerinde, keep: tutmak/saklamak). Motamot çevirisi üzerinde göz tutmak dır. Çevirisi birebir aynı olmasa da anlamı birebir aynıdır. İngilizler kulağı fazla gerekli görmemişlerdir.

Keep an eye on

23 Eylül 2009 Çarşamba

Kuşbakışı

Yukarıdan, yüksekten aşağıya bakış anlamına gelir.

İngilizcesi Bird's-eye view (bird: kuş, eye: göz, view: bakış açısı/manzara). Motamot çevirisi kuş gözü açısı/manzarası şeklindedir. Birebir aynı anlamı taşımaktadır.

Bird's-eye view
Kuşbakışı

20 Eylül 2009 Pazar

Kuş uçuşu

İki nokta arasını düz bir çizgide aşarak alınacak mesafedir. İki nokta arasındaki en kısa yolu temsil eder.

İngilizcesi As the crow flies (crow: karga, (to) fly: uçmak). Motamot olarak Karga uçarken/karganın uçtuğu gibi şeklinde çevrilebilir. Birebir aynı anlamı taşımaktadır. Kargalar su üzerinde uçarken suya inmediklerinden ve en yakın kara parçasına direkt olarak yönlendiklerinden bu terim yaygınlaşmıştır.

As the crow flies

19 Eylül 2009 Cumartesi

Yerin kulağı var

Gizli konuşulan bir konunun, hiç beklenmedik bir biçimde başka kişilerce, hattâ gizli konunun muhatapları tarafından öğrenilebileceğini anlatır.

İngilizcesi Walls have ears (wall(s): duvar(lar), to have: sahip olmak, ear(s): kulak(lar)). Bizdeki yer, burada duvar olmuştur. Onun dışında anlamı ve sözdizimi birebir aynıdır.

Walls have ears

Top sende

Bu deyim, adım atma sırasının karşı tarafta olduğunu anlatır.

İngilizcesi, birebir aynı olmamakla birlikte, çok benzer bir durumu belirtir: The ball is in their court (ball: top, their: onlar, court: kort/saha). Top onların kortunda/sahasında, olarak çevrilebilecek bu deyim, topa vurma sırasının karşı tarafta olduğunu belirtir, yani Türkçedeki anlamla birebir aynıdır.


The ball is in their court

9 Eylül 2009 Çarşamba

Kafasını kuma gömmek

Etrafında gerçekleşen (yanlış) olayları görmezden gelmek anlamında kullanılır.

İncgilizcesi Bury (hide) one's head in sand (bury: gömmek, hide: saklamak, head: kafa, sand: kum). Birebir aynı çeviri ve anlama sahiptir.

Kitabına uygun

Bir şeyin yasalara ters düşmediğini, yasal olduğunu belirtir. Kitabına uydurmak ise yasal olmayan bir şeyi yasal gibi göstermek anlamına gelir. Karıştırılmamalıdır.

İngilizcesi By the book (book: kitap). Birebir aynı çeviri ve anlama sahiptir.

by the book

Çocuk oyuncağı

Bir işin çok kolay olduğunu belirtmek için kullanılır. Hiç K'nex oynamamış bir neslin bu atasözünü türettiği düşünülmektedir.

İngilizcesi Child's play (child: çocuk, play: oyun). Motamot çevirisi çocuk oyunu anlamına gelmektedir. Birebir aynı anlamı taşımaktadır. Piece of cake* (çeviri: kek parçası) ve Easy as pie* (çeviri: kek (yapmak) kadar kolay) da aynı anlamda kullanılır. Hiç pasta yapmamış kişilerce türetildiği düşünülmektedir.

Dilini kedi/fare mi yuttu?

Bir kişiye neden konuşmadığını sormanın farklı bir yoludur. Alaycı veya sinirli bir tonda kullanılır.

İngilizcesi Cat got your tongue? (cat: kedi, got: almak/kapmak, your: senin, tongue: dil). Dilini kedi mi kaptı/aldı olarak çevrilir ve birebir aynı anlamda kullanılır.

cat got someone's tongue

İtalyanca: il gatto ti ha mangiato la lingua? (*)
Rusça: язык проглотил? (*)

7 Eylül 2009 Pazartesi

Eve ekmek götürmek

Geçinmek anlamında kullanılır.

İngilizcede de geçinmek anlamıyla, Bring home the bacon (to bring: getirmek, home: ev, bacon: bir çeşit pastırma) deyimi kullanılır. Bizdeki temel gıda maddesi ekmek, burada, onların temel gıda maddesi pastırmaya dönüşmüştür.

Bring home the bacon

Köprüleri atmak/yıkmak

Bir işten vazgeçmek veya geri dönme imkânı kalmayacak biçimde kesin bir davranışta bulunmak. Yolları kapatmak, olarak da kullanılabilir.

Burn (one's) bridges (to burn: yakmak, bridge(s): köprü(ler)), bu deyimin İngilizce karşılığı. Anlamı da Türkçedeki deyimin aynısı.

Burn (one's) bridges

3 Eylül 2009 Perşembe

Camcı dükkânına girmiş fil

Çok hassas bir konu üzerinde beceriksizce konuşan veya bu konuyla ilgili olarak sallapati ve duyarsız davranan kişiler için kullanılır. Bir fil, hassas bir malzeme olan camın satıldığı dükkâna girdiğinde dükkânın hâli nice olursa, hassas bir konuyla ilgili olarak dikkatsiz ve gamsız davranan kişiler de, o konuyu o hâle getirirler. Güzide TDK, bu deyime sözlüğünde yer açmamış ancak Google'da aratırsanız, bu deyimin kullanıldığı çok güncel başlıkları görebilirsiniz.

İngilizce söylenişi Bull in a China shop'tur (bull: boğa, China shop: çanak çömleğin, Çin porseleninin satıldığı mağaza). Birebir aynı anlama işaret eder ancak armut-elma değişimine benzer bir şekilde fil-boğa farklılığı görülür.

Bull in a china shop

Dereyi geçerken at değiştirilmez

Bu deyim, yapılan bir işin ortasında, o işin yapılma yönteminin veya o işe dahil olan kişilerin değiştirilmemesi gerektiğini ifade eder. Bu durum, zorluk yaratacağı gibi tehlikeli de olabilir.

İngilizce karşılığı Change horses in midstream (to change: değiştirmek, horse(s): at(lar), midstream: akıntının ortası). Türkçedeki deyimle aynı anlama geliyor.

Change horses in midstream

Ne ekersen onu biçersin

İki anlamda kullanılmaktadır; Birincisi nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün anlamına gelir, diğeri ise "iyilik yap iyilik bul, kötülük yap kötülük bul" benzeri bir anlam taşımaktadır. Geçmişte veya günümüzdeki davranışlarımızın ileride olacakları etkilediğini belirtir.

İngilizce You reap what you sow (you: sen, reap: biçmek/kesmek, sow: ekim yapmak). Birebir aynı çeviri ve anlama sahiptir. What comes around goes around da aynı anlama sahiptir.

You reap what you sow

2 Eylül 2009 Çarşamba

Fırtına öncesi sessizlik

Büyük bir değişimden önceki sakin dönemi niteler. Bu sakinlik durağan ya da devinimli olabilir.

İngilizce (the) Calm before the storm (calm: sakin, before: önce, storm: fırtına). Motamot çevirisi fırtına öncesindeki sakinlik şeklindedir. Birebir aynı anlamı taşımaktadır.

the calm before the storm

İtalyanca: La quiete prima della tempesta (*

1 Eylül 2009 Salı

Çürük elma

İyilerin arasında yer alan kötü kişiler için kullanılır. Hattâ bu kötü kişiler, iyileri de kötüleştirme kapasitesine sahiptir.

İngilizcedeki karşılığı olan Bad/Rotten Apple (bad: kötü, rotten: çürük, apple: elma), bizdekiyle aynı anlama sahiptir.

Bad/Rotten apple