26 Aralık 2009 Cumartesi

Rüzgâra karşı işemek

Sonunda bir şey elde edilemeyecek bir işi boş yere götürmeye çalışmak.

İngilizcede pissing in/into the wind ([to] piss: işemek, in/into: içine/içine doğru, wind: rüzgâr), yani rüzgâra [doğru] işemek olarak karşımıza çıkıyor. Hadisenin zarfı da mazrufu da birbirinin aynısıdır.

pissing in the wind

Ya sev ya terk et

Faşist bir söylemdir. "Bulunduğun yeri ya da iletişim hâlinde olduğun kişiyi/toplumu, özellikleri ne kadar olumsuz olursa olsun, o halleriyle kabul etmek zorundasın yoksa gidersin," anlamında kullanılır. Örnek vermek gerekirse, Türkiye'deki azınlıklara, çoğunluğun söylediklerini kabul etmeleri yoksa buradan defolup gitmeleri hatırlatılır sık sık.

Faşistlik evrensel bir olgu olduğundan, bu söylem İngilizcede de kendini gösterir ve take it or leave it ([to] take: almak, it: bu/şu/o, or: ya da/yoksa, [to] leave: terk etmek) olarak karşımıza çıkar. İşaret ettiği anlam birebir aynıdır.

Take it or leave it

24 Aralık 2009 Perşembe

Arı gibi

Çok çalışmak, çok hızlı olmak anlamlarına gelen bir deyim.

Arılar, İngilizcede de çalışkan olmakla ilişkilendirilmiş: [to] be as busy as a bee (to be: olmak, busy: meşgul/yoğun, bee: arı, as....as: gibi/kadar). Arı gibi yoğun, yani arı kadar [hızlı] çalışıyor olmak anlamına geliyor. Hayvanların özelliklerini, insan özelliklerine atfetmek hemen her toplumda aynı metaforlara indirgeniyor sanki. Ne ilginç.

be as busy as a bee

Dilini kedi mi yuttu?

Bir soruya cevap vermesi ya da bir konu üzerinde fikir yürütmesi beklenen kişinin hiç konuşmaması üzerine söylenen söz.

İngilizcedeki karşılığı cat got your tongue (cat: kedi, got [to get]: almak/yakalamak, your: senin, tongue: dil). Çevrildiğinde, tam olarak Türkçedeki anlamı veriyor. Anlam olarak da biçim olarak da.

Cat got your tongue

Ağzı açık kalmak

Çok şaşırmak.

İngilizcede bu deyim, kulağı biraz ters taraftan tutularak söyleniyor, ama hem anlam olarak hem de nihai biçim olarak Türkçedekiyle aynı anlama geliyor. İngilizlerin kullandığı şekli jaw-dropping (jaw: çene, dropping: düşürücü). Bu ifadeyi çevirdiğimizde, çene düşürücü/çeneyi düşürücü gibi bir anlam çıkıyor. Hani çizgi filmlerde, çok güzel bir dişi gördüğünde erkek hayvanın gözlerinden kalpler çıkar da çenesi yere düşer ya, işte o durum. jaw-dropping girl (girl: kız) gibi kullanılabilir. Çene düşerse ne olur? Ağız açık kalır. Böyle de ilginç bir etkileşim olmuş demek ki. Ak lınyo lubir işte.

Jaw-dropping