13 Mart 2010 Cumartesi

Kara haber tez duyulur

Kötü bir haber, alıcısını çok kolay bulur anlamına gelir. Bu aslında, insanların felâket tellalı olmak konusunda gösterdikleri benzersiz çabaya karşı ortaya çıkmış bir atasözü olmalı.

İnsan her yerde insan olduğundan, bu alışkanlık, İngilizcede de benzer bir şekilde karşılık bulmuş: Bad news travels fast (bad: kötü, news: haber, [to] travel: hareket etmek/seyahat etmek, fast: hızlı). Tam olarak çevirdiğimizde, Kötü haber hızlı hareket eder/yayılır gibi bir anlama denk geliyor. Eh, anlam olarak tümü ama dizgesel olarak biraz farklı.

Bad news travels fast

9 Mart 2010 Salı

Bel altı (vurmak)

Oyunu kitabına uygun oynamayanlar için kullanılır (site içi gönderme için kasmak). Zaman zaman şerefsizlik yapanlar için de kullanılır, "vaaay, bel altı vuruyor demek" gibi.

İngilizcesi below the belt (below: altında/alt/aşağıda, belt: kemer) şeklindedir. Kemer altı/bel altı şeklinde çevirilebilir. Birebir aynı anlama gelmektedir.

below the belt

Ağzı sıkı olmak

Sır vermemek.

İngilizcedeki karşılığı ise biiiir parça farklı: tight-lipped (tight: sıkı, lip: dudak). Sıfatfiilleştirilmiş bu ifade, dudakları sıkı sıkıya kapalı anlamına geliyor. Bu sitede yer alan önceki akıl yürütmelerimize uygun davranırsak, dudakları sıkı sıkıya kapalıysa o zaman beşerin ağzı da kapalıdır ve sıkıdır, diyebiliriz. Anlam olarak zaten aynı da, mantıksal olarak da benzerliği bulmak gerek diye düşünüyoruz.

tight-lipped

Dilinin ucunda olmak

Hatırlanmak istenen şeyin söylenmesine ramak kaldığını belirtir. Unutulan şey her neyse, kısa bir süre içinde ortaya çıkacağı kesindir.

İngilizcedeki karşılığı: be on the tip of tongue ([to] be: olmak/bulunmak, on: üzerinde, of: -nin/-nın, tongue: dil). Hem anlam hem de sözdizimi olarak birebirdir.

to be on the tip of tongue

Yumurta bile kıramaz

Yemek yapmaktan anlamayan (genelde) erkekler için kullanılan bir ifade. Yemek yapmayı bilmeyen kadınları belirtmek (aşağılamak) için de kullanıldığı oluyor.

İngilizcedeki karşılığı ise biraz farklı: can't boil an egg (can: -ebilmek, n't [not]: olumsuzluk eki, [to] boil: kaynatmak, egg: yumurta). Burada iki farklı kültürün, en basit yemek olarak, aynı gıdadan yapılan iki farklı yiyeceği imlediğine tanık oluyoruz. Anglosakson kültürde yumurta kaynatmak, yemek yapamamanın eşiği iken, Türk kültüründe bu sahanda yumurta olmuş.

can't boil an egg

Omuz silkmek

Önemsememek anlamına gelir.

İngilizcedeki tam karşılığı shrug (one's) shoulder (to shrug: silkmek, shoulder: omuz). Anlam olarak da Türkçedeki deyimle birebirdir. Aslında shrug kelimesi tek başına da omuz silkmek anlamında kullanılır.

shrug shoulders